20 Ekim 2015 Salı

Ruh Adam




 Bir çok kişinin, Hüseyin Nihal ATSIZ'ın siyasi ve ideolojik görüşlerinden dolayı okumaktan imtina ettiği bir kitap olan Ruh Adam, Türk Edebiyatının en başarılı psikolojik romanlarından birisi . 

İtiraf etmeliyim ki, bir kitapsever olarak, sembolizmin en yoğun hissedildiği, içinde Şamanizm, Budizm hatta Maniheizm göndermeleri bulunduran ve müthiş bir tarih felsefesi içeren bu kitabı okumakta çok geç kaldım. Hani bazı kitaplar vardır ya okuduğunuz anda "daha önce neden okumamışım?" serzenişinde bulunursunuz; benim için de Ruh Adam böyle bir kitap.

Atsız'ın gayet güzel bir Türkçe ile yazdığı kitap, içinde bir çok psikolojik tahlil, aşk, tasavvuf, din ve tarih öğelerini barındırmasına rağmen, bir asker için şerefi olmadan yaşamanın ne denli güç ve çekilmez olduğunu anlatıyor. Kitapta bu kadar kavram ve konu bulunması da sembolizm ile perçinlenince karşınıza emsalsiz bir roman çıkmış oluyor. 

Selim Pusat'ın hikayesini okuyoruz. Kendisi ordudan atılmış bir Yüzbaşı ve askerlik mesleğine olan derin inancı ve kalbi bağlılığı, işsiz kalmasıyla birlikte kaybettiği bir şeref ve onur meselesi haline geliyor. Öyle ki, o artık konuşmayan, katı, sert bir adam. Fakat bu sert adamın hikayesi kalbini yumuşatan bir aşk ile yön değiştiriyor. Hatta şöyle demek daha doğru; söz konusu aşktan sonra yeni bir Selim Pusat ile karşılaşıyor ama eskisinin izlerinin de silinmediğini görüyoruz.

Kitapta bir çok yan karakter olmasına rağmen, sevgili Nazan Bekiroğlu'nun dediği gibi; "Bu romanda her şey ve herkes Selim Pusat için var".

Kitapta en dikkat çeken ve okuyucunun hafızasına kazınan sahne, mahkeme sahnesi. Oldukça görkemli ve etkileyici hatta ezber bozan bir sahne desem yalan olmaz.

Her ne kadar Ruh Adam için emsalsiz bir kitap desek de Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabındaki ana karakterinin de adının Selim olması, Ruh Adam'daki Güntülü'nün Tutunamayanlardaki karşılığının Günseli'ye denk gelmesi sadece isim benzerliği olabilir, ya da ne dersiniz Oğuz Atay da Ruh Adam'dan etkilenmiş midir?

İçinde Geri Gelen Mektup ve Mutlak Seveceksin adında iki muhteşem şiir bulunan bu kitabı, herkesin  siyasi görüş ve ön yargıları bir kenara bırakarak  okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.

Bir kaç alıntıyla yazıma son veriyorum.



“Şehvet hayatı en büyük prensibidir. İnsan neslinin tükenmemesini sağlar. İnsan, akıl ve duygu bakımından çok üstün ve ileri olduğu için bu prensibi de olgunlaştırmış, güzelleştirmiştir. Yiyeceğini, giyeceğini, barınacağını güzelleştirdiği gibi.  Şehvet, aşk haline geldikten sonra artık insanlar arasında yarış başlamış ve beyinler, muhayyeleler gerçekte olan güzellerle kanmayarak onları icad etmek yoluna girmiştir. Sevgiliyi aşık yaratır, sonra tapar. Onda eşsiz güzellikler, büyüklükler bulur. Aslında alelade bir kız veya kadındır ama Mecnun'un Leyla'yı görüşü gibi onu ilahlaştırdıkça artık aşk denilen tezahür başlamıştır.”



“Kesilmiş bir koyunun kasap dükkanındaki manzarası hoşa gitmez, hatta bazılarına iğrenç görünür. Fakat usta bir aşçının elinde nefis bir et yemeği olduğu zaman, dükkandaki manzarasına bakamayanlar bile onu iştahla yer. Aşk da böyledir. Aslında şehvettir yani hayvani bir istek. Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki aşkın ilahi bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri bu şairane tarifleri dinleye dinleye aşkın insanüstü bir şey olduğunu sanmışızdır. Gerçekte şehvet isteğinden başka bir şey değildir.”



“Senin herkes dediğin kalabalık içinde cahilleri, hainleri, budalaları bol bol barındıran bir kuru gürültüdür. Çünkü herkes dediğin şey bir hayvan sürüsüdür.”



“Çünkü yanlış ve yalan davalar daima parlak gözükür. Fuhşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi…”



“Aşk, aşk, aşk. Kendi kendine ''Ne kadar da çok aşk...'' diye mırıldandı. ''Yalan olduğu bundan belli.”



“İnsan meziyet sahibi olmaya mecburdur.  Anormal olan: kusurdur. Bir asker cesurdur diye alkışlanmaz ama korkarsa ayıplanır.”



“- Izdırap çekiyorum. Sen de beni seviyor musun?
- Sus sus, ben de ızdırap çekiyorum.”







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder