1 Mart 2015 Pazar

Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir






Selçuk ALTUN'un kaleme aldığı "Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir" önce adıyla ilgilimi çekmişti. Zira Oktay RİFAT'ın "Karıma" adlı  şiirinden alınan bu cümleyi kitap adında görmek heyecanlanmamı sağlamıştı.

Sizi bilmem ama, benim bir kitapçının vitrininde görüp de aldığım kitap sayısı bir elin parmağını geçmez. Bunun iyi bir şey olduğunu savunmuyorum ama alacağım kitapla ilgili araştırma yapmadan, 
ufak tefek bir iki yorum okumadan ve bir alışveriş listesi yapmadan kitap alamıyorum. Tabi ki istisnalarım var. Örneğin; Jean Christophe Grange ile tanışmam -ki yıllar öncesine dayanır-  bir kitapçıda "Kurtlar İmparatorluğu" adlı kitabını görünce arka kapağını okuyup, "hımm güzel bir romana benziyor" diyerek olmuştu. Bu tesadüfi tanışma daha sonraları yerini tüm kitaplarını okuma ve en sevdiğim yazarlar kategorisine koymaya kadar gitti. Selçuk Altun'un bu kitabını ise, adından ötürü müthiş bir merakla aldım. 

Bu kitabı okumak duvarlarında çeşit çeşit tablolar asılı devasa bir kütüphanede dolaşmak gibi. Hatta bir yandan kulağınıza çalınan müzik de cabası. Kitapta o kadar çok yazar, eser, tablo, ressam, cadde, dükkan ve sanatçı ismi geçiyor ki, başlarda not almaya çalışıp sonrasında bu yoğunluğa şapka çıkartarak vazgeçtim. Kaynakça gibiydi. Aynı zamanda etkileyici de. Zira, yazarın entelektüel birikimine hayranlık duymamak imkansız. Fakat kitapta bu kadar ismin geçmesi bir noktadan sonra okuyanı olayın örgüsünden koparıp uzaklaştırıyor. Çok fazla isim, çok fazla bilgi birikimi. Bu uzaklaşmanın üzerine ana karakterin elitist tavırları da eklenince okumak için kendinizi zorladığınız anlar oluyor. Sanırım bahsedilen eserlere yabancı oluş da bunda etkili. Aslında bu kitabı adı geçen yazar, sanatçı ve eserleri gördükten sonra yeniden okumak lazım. Fakat bunun için, maddi güce sahip olmak, yurt dışında hatrı sayılır bir süre geçirmek ve gezip görmek gerek.

Kitap aynı zamanda, Türkiye'nin 1990'lı yıllarda çekilmiş bir fotoğrafı gibi. Ekonomik olarak detaylı bir analiz yapılmış. 

Okurken dikkatimi çeken bir diğer unsur cümle uzunluğuydu. Sizi bilmem ama ben sonuna gelene kadar başını unuttuğum cümlelerden pek haz etmiyorum. Fakat hakkını vermek gerekir ki yazarın dili, betimlemeleri harikaydı.

Kitapta yerli yersiz bir çok parantez işareti kullanılmış ama bu işaretler romana hem anlatım yönünden zenginlik kattığı kadar, görsel olarak da olumlu katkılar sağlamış.

Daha önce hiç duymadığınız şair, yazar, ressam, tablo, yurt dışı ikinci el kitapçı adları, arkeoloji, antika, kelime oyunları, anagramlar... Ne kitap okuma sevdası, ne de aşkından, hatta saplantı bir meraka dönüşen arayıştan vazgeçmeyen Sina'nın dünyası... 

"Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir" güzel bir kitap.

Okumanızı tavsiye ederim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder